21 Ağustos 2015 Cuma

BİZİM ŞEHİTLERİMİZ CENNET'E-SİZİN LEŞLERİNİZ CEHENNEME

TEFEKKÜR

Dursen Özalemdar

BİZİM ŞEHİTLERİMİZ CENNET’E
PKK ‘nın LEŞLERİ CEHENNEME

 BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ve avanesinin şimdiye kadar yaptığı BÖLÜCÜ söylem ve eylemlerinin ülkeyi götürdügü nokta PKK nın yaptığı cinayet ve ihanetlerle ortadadır. Türk milleti çetin bir sınavdan geçmektedir. Ülkeyi tehdit eden, İnsanlarımızı ÖLDÜREN, Mala, cana zarar veren, Azgın bir guruhun varlığıdır. PKK nın birbirlerine benzeyen aşağıdaki görüntülerinde Ermeni papazıyla birlikteki fotoğrafları, elbette ki birçok şeyler ifade ediyor. Türkiye’nin bütün iyi niyetlerine rağmen, Etrafımızdaki komşu dediğimiz ülkelerin, Ermenistan, İrak ve Suriye deki PKK Terör kamplarının varlıkları, Düşmanlık tavrı olarak görülmektedir.
gazete fotografları 672.jpg
 Sayın Başbakan’ın KARDEŞLİK ve BİRLİK konusundaki açık, seçik beyanlarına rağmen, Aslen Kürt olmadıkları halde, bu günlere kadar KÜRT milliyetçiliğini istismar eden BDP ve PKK  nin arka planını gözler önüne sermektedir.

Batılı devletlerden, Almanya’nın bu günkü tavrı, geçmişteki Fransa’nın davranışları bilinmektedir. Eski teröristlere Fransa nın, Ermeni mezarlığında yer tahsis etmesi, Kimlerin, Kim olduğu, KİMLİKLERİNİ ortaya koymaktadır. Kadim tarihten bu yana bir ve beraber olduğumuz, MÜSLÜMAN KÜRT kardeşlerimizin PKK nın DİNSİZLİĞİNE rağmen, Dıyarbakırda ki DİN DERSİ TERCİHİNDE 24.000 rakamlı öğrenci müracaatının, KÖMÜNİST-DİNSİZ PKK ya bir tokat olduğudur.

gazete fotografları 313.jpg
Ermeni papazının etrafında poz veren PKK militanlarının , bu görüntülerle ne oldukları, neye hizmet ettikleri konusunda hala tereddütte olanlar var mıdır?
Selahattin Demirtaş’ın, Mezhep ve Irkçılık mevzuundaki İSTİSMARI, kendi İHANETLERİNİN görüntüsüdür.
Uhut savaşında Kafirlere
BİZİM ÖLÜLERİMİZ CENNET’e
SİZİN ÖLÜLERİNİZ CEHENNEME gidecek diyen İslam mücahitleri gibi.
Biz’de , aynı ifadeyi kullanarak.
BİZİM ŞEHİTLERİMİZ CENNET’e

PKK ‘nın LEŞLERİ’ de CEHENNEME GİDECEKTİR diyoruz. 

HER UMMET İN FİİRAVUNU

TEFEKKÜR
Dursen Özalemdar

HER ÜMMETİN FİRAVUNU

Bedir savaşına iştirak etmiş olan Sahabelerden Abdurrahman bin Avf.  Bu savaştaki önemli bir hatıratını şu şekilde dile getiriyordu. “ Bedir savaşında iki çocuğun arasında kalmıştım. Kendi kendime bu iki çocuğun arasında kalmaktansa cengaver bir kahramanın arasında bulunsaydım diye esef ediyordum.

Bu sırada, yakınımdaki gençlerden biri yaklaşarak; “Amca sen Ebu Cehil’i tanır mısın” dedi. –Tanırım, fakat senin Ebu Cehil’le ne alış verisin var. Dedim. –O Resulüllah Hazretlerine pek çok eziyet etmiş, bunun için ahdettim. Onu görürsem yakasına yapışacak, ya onu geberteceğim, ya da kendim öleceğim. İkimizden birimiz ölünceye kadar çarpışacağım. dedi.

Bu arada diğer genç te geldi, o da aynı şekilde, Ebu Cehil’i sordu. Bu gençlerin küçük vücutlarına rağmen, taşıdıkları büyük imanları bana da cesaret ve kuvvet verdi. Bir müddet sonra Ebu Cehil’i devesine binmiş, etrafını çevrelemiş adamlarının arasında savaş meydanında dolaşırken gördüm.

Gençlere,-İşte sizin aradığınız Ebu Cehil şu diyerek onu iki çocuğa da gösterdim. Gençler yayından fırlayan ok misali, aniden yanımdan ayrılarak yıldırım gibi Ebu Cehil’in yakınına kadar sokuldular. Küçük boylarıyla develerin karınlarının altlarından rahatlıkla geçiyorlardı. Sur’atli hareket ederek kılıçlarıyla deve üstündeki Ebu Cehil’in ayaklarını keserek onu deveden aşağıya düşürdüler. Çocuk diye mühimsemediğin bu iki kahraman. Afra hatunun oğulları Muaz ve Muavviz imiş.

Bundan sonrasını kendilerinden dinleyelim. “ Ben kılıcımla Ebu Cehil’in ayağını kestim. O da darbe yaparak kolumu omuz başından derin bir yara açtı. Kolumu sadece deri tutuyordu. Sallanan kolum bana manilik yapıyordu. Koluma ayağımla basıp çekerek kopardım.

Ebu Cehil kendisini ticaretle uğraşan Mekkelilerin reisi olarak görür. Çiftçilikle uğraşan Medinelileri hakir görürdü. Bu sebeple hakir gördüğü Medinelilerden Muaz’ın onu kahreden yarası ile kumlar üzerine serilmiş, kıvranırken “-Keşke beni çiftçilerden başkası öldürseydi. Diye söylenip duruyordu.

Bu sırada Resul-i Ekrem Efendimiz. –Acaba şu anda Ebu Cehil ne yapıyor? Kim ondan bir haber getirecek? Diye sordular.


Bunun üzerine Abdullah bin Mes’ud koşarak Ebu Cehil’in bulunduğu yere geldi. O, henüz can çekişiyordu. –Ey İslam düşmanı, ne haber? Diyerek üstüne basıp göğsüne çıktı. Ebu Cehil ise, son nefeslerini yaşamaktaydı. Buna rağmen, içinde beslediği kinini yine dışına aksettirerek. –Ey koyun çobanı, pek de yüksek yere çıkmışsın! Diye mırıldandı, sonra sordu.-Zafer hangi tarafta, sen ondan haber ver? İbn-i Mesu-d buna; -Allah’a hamd olsun ki, zafer ve galebe İslam’dadır. Yeis ve keder içinde öl! Diye mukabelede bulundu. Bu halinde bile, Peygamberinize olan husumetim şimdi daha da şiddetlendi. Diye mırıldandı. İbn-i Mes’ud bir kılıç darbesiyle Ebu Cehil’in başını gövdesinden ayırarak kılıcının ucuna takarak Peygamberimizin huzuruna geldi. _ Peygamberimiz –Seni kahreden Allah’a hamd olsun, ey adüvvellah (Allah’ın düşmanı) dedikten sonra şöyle buyurdu. “-Bu herif bu ümmetin FİRAVUNU’ydu”  Bu günün Firavunu veya Firavunları acaba kimdir. Mısır belli, Suriye belli, diğerleri kim.. . o da sizin basiretinize, neyi,nasıl gördüğünüze bağlı.  Şeytanı, Melek gibi görme, Meleği,Şeytan gibi görme, siyasi nazarında  çok ça yanılmaların yaşandığı günümüzde, İNAT gözlüğü ile yoldan sapan niceleri var. Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethi sırasında, Akşemeddin’in duaları karşısındaki Cibali baba misali nicelerinin günümüzdeki varlığıdır. 

BİZDEKİ BATICILAR BİZDEKİ DOGUCULAR

TEFEKKÜR

Dursen Özalemdar

BİZ’ DEKİ BATICILAR
BİZ’DEKİ  DOGUCULAR

“Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Şahsın görünür rutbe-i aklı eserinde” Sözü gibi, Bizdeki BATICILAR ve REJİM olarak Doğu Bloğu Komünizm rejimini kendilerine rehber edinen, nice insan ve siyasi teşekkülü tarihler boyu izledik.
 Batıcıların batı derken, ALAFRANGA oluşları, kendi kimliklerini ret ederek. şekil ve yaşayışta kendi öz değerlerine tamamen ters olmalarına rağmen, kopyacı insan tipleri ile, inançlarını dahi ret eden yığınları gördük. Darvin ve Evrim Teorisini kendine rehber edinerek, Geçmişlerini MAYMUN’ la EŞLEŞTİREN, İnsanlıktan HAYVANLIĞA kendini soyca indiren nice kelli felli, unvan ve okuma cahillerini temaşa ettik.

Şu anda Komünizm’i ret eden,  uygulamanın yanlışlıklarını görerek, Din’e ve İnançlara kapılarını açan, Rusya ve Çin gibi sembol ülkelerin, var olan durumlarına rağmen, Bizde hala eskiye takılmış, Komünist Manifestosu fikrini sözde savunan, Temel de ise, Batılı Alafrangacılarla ATAİZİM (ALLAH’I İNKAR) cılıkta buluşan her iki cenahın da  ülkemize mahsus nesli kalmamış fosilleri de gördük.   

ATAİZM batağında buluşan bu iki grubun, Batılı görünenleri, Zenginlik ve Dünya nimetlerini değişik pozisyonlarla elde etme becerileriyle görürlerken, Bunların arkadan desteklediği, Sol gurupların KAPİTALSİZM ve EMPERYALİZM aleyhtarı “sadece söylemleri” ülkemiz üzerindeki oynadıkları büyük oyunların aktörleri olarak gördük.

Asıl olan, Ülkeyi bölmek. Güçlenmesini önlemek. Yer altı ve yer üstü zenginliklerimize rağmen, ülkemizi ve insanlarımızı fakirleştirmek için her türlü entrika ve ihanet içinde oldukları görülürken. 1970 ve öncesi yıllarda, Sol fraksiyonların her türlüsünün cirit atması. Ermeni Asala örgütünün Diplomatlarımızı ve insanlarımızı katletmesi hala zihinlerimizde ve tarihi kayıtlarımızda mevcut iken. PKK nın 30 yılı aşkındır katlettiği canlar, yok ettiği mal varlıklarının hadde ve hesaba sığmayacak rakamlarda olduğudur.

Mevcut hükümetin, İç ve Dış politikadaki istikrarını
çeşitli bahaneler ile Provakite etmek isteyen, muhalefet partileri, Dün’ü unutup bu gün ü dün’e çevirmek için ellerinden geleni yapmaktadır.

Koalisyon hükümetlerinin istikrarsızlıklarını yıllarca yaşamış olan milletimizin, Büyük bir oyuna gelerek PKK ye sırtını dayamış bir partiye oy vererek, TERÖRİST’LERİ Meclise sokma yanlışlığı bugünkü KAOSU ortaya çıkarmıştır.  

Ak Parti Hükümetinin yaptığı  işlerin geçmişe göre REFORM olarak değerlendirilmesi gerekirken. Yapılan yatırımlar. Ulaşım, Sağlık, Egitim, Emekli haklarındaki iyileştirmeler, SG Kurumunun yapılanması. 657 sayılı Kanundaki yeni getiriler. Sanayi ve Teknolojideki gelişmeler ve Devletin rolü. Dış siyasetteki istikrar, Afrika.Asya  ülkeleri ile olan münasebetin ve ticaretin artırılması, İş gücü ve teknoloji transferi. Helikopter ve daha birçok savaş araçlarının TSK ihtiyacına yerli olarak cevap vermesi. İhracat yapılması., Hızlı Trenler,Bölünmüş yollar, Köprüler, su altı geçiş tünelleri ile binlerce imar ve ihya hareketinin yaşandığı günümüzde, ufka güvenle bakan bir TÜRKİYE ‘yi görememenin akıl noksanlığı olacağıdır.

Batıya ve batı alışkanlıklarına adapte olmuş insanların, Türkiye’nin bu kendine mahsus öz değişimi ve gelişimine dudak büktükleri görülürken, Kendini ulusalcı ve Milliyetçi kabul eden insanların, bu günkü MİLLİ hareketliliğe alkış tutmaları lazımdır.

Bu iki faktör içinde, en salim yolun, İslam ve Allah’ın ŞERİAT denilen hükümleri olmasına rağmen, Batı’nın dejenere edilmiş, Hıristiyan inancının ATEİZM’İ ortaya çıkartırken, Skolâstik, doğunun değişik gizemlerindeki çeşitliliğinin dışında, şu anda terk edilmiş Komünizm rejimi nin inkârcılığında inatlaşan beyni yıkanmışların çekişmesinin yaşanması, arzu edilen akıl yolu olmadığıdır. Tarihi tecrübeler ile İnsanlık ufku İSLAM’IN hak ve adalet, sevgi ve muhabbet üzerine kurulan nuruna ihtiyaç duymaktadır.






İYİLİKLER ve KÖTÜLÜKLER

TEFEKKÜR
Dursen Özalemdar

İYİLİKLER ve KÖTÜLÜKLER

İnsan oğluna, İYİLİK ve KÖTÜLÜKLER’ Peygamberler vasıtası ile  Allah (c.c.) bildirmiştir. Bütün hak dinlerde bu konu tahrifatsız olarak birbirinin aynıdır. Hz,Adem (a.s.) 10 suhuf. Hz.Şit’e 50 suhuf. Hz.İdris’e 30 suhuf ve  Hz. Musa’ya indirilen Tevrat, Hz.İsa’ya İncil, Son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v) ye indirilen KUR’AN-I KERİM, İYİLİKLER’İ ve KÖTÜLÜKLERİ  tek, tek sayarak insan oğlunu bilgilendirmiştir.

Allah (c.c.) İNSAN ÖLDÜRMEYİ yasaklarken, Cinayet işleyenin hangi cezaya çarptırılacağını, Ölenin hukukunun ne olacağını’da açıklamıştır. ZİNA yapma yasaklanırken, buna ait sebeplerde yasaklar dizisinde HARAM sayılmıştır. Zina’nın nesli bozması, İnsan hukukuna aykırı olması, kadın ve CENİNİN hukukunun ne olduğu tek, tek anlatılarak, cemiyet düzenindeki olması gerekeni ortaya koymuştur. Hırsızlık, Haksız kazanç, Gasp, Yalancılık, Münafıklık, Komşu hakları, kayda girerken, bütün bunların dengesini bozan, İçki’nin HARAM edilmesi ve insanlığa verdiği zarar göz önüne alınmıştır.

İMTİHAN SIRRINA tabi olan insanlık, hangi zaman ve mekânda olursa olsun, bütün hal ve ahvali ile imtihana tabi olduğudur. İnsanla birlikte var edilmiş bulunan, Yazıcı meleklerin, Sağ taraftakinin iyilikleri, Sol taraftakinin KÖTÜLÜKLERİ kayıt altına alması, mahşer günü eline verilecek kendine ait kitabın, Sağ veya Soldan verilerek, CENNET’e veya CEHENNEM’e gitmesine yol açacağını bildirilmiştir.

CENNETİN güzellikleri yanında CEHENNEMİN çirkinliği, ürkütücülüğü ve korkunçluğu da anlatılarak, gereken ikaz  ve ihtar yapılmıştır. İnsanın dünyadaki varlığı ile beraber, insan nüfusundan 10 kat daha fazla Cin ni varlıkların, insan nüfusundan 100 kat daha fazla ŞEYTANLARIN ve İnsan nüfusundan 1000 kat daha fazla MELEK lerin varlığı haber verilmiştir.

İnsan’ın varlığı ile başıboş olmadığı, Şeytan’ın insan’a imtihanı kaybettirmek için musallat edildiği. Maddi iktidarsızlığına rağmen, telkin yolu ile insan’ı yanlış yola ittiği gerçeğidir. Kötülüklerin tümünün Şeytanın kullandığı malzemeler olarak önümüze çıkarken, İnsan’ın doğru yolu bulmada, kendine DÜŞMAN olarak musallat olan, Şeytanın hile ve entrikalarını bilmelidir. Bütün kitapçılarda bir lira gibi sembolik bir fiyatla satılan (ŞEYTANIN HİLELERİ) küçük cep kitabının, bu konuda Rehber bir eser olması bizim için de bir nimettir.

ŞU HİTAB’ı İLAHİ ; KUR’AN-I KERİM’in NİSA SURESİ 47 AYET : “Ey kendilerine kitap verilenler, Biz birtakım yüzleri silip,dümdüz ederek arkalarına çevirmeden,cumartesi adamları gibi lanetlenmeden önce davranarak, size gelenleri doğrulamak üzere indirdiğimiz Kur’an a iman edin.Allah’ın emri mutlaka yerine gelecektir.


 Nisa Suresi 56 Ayet ; Şüphesiz ki ayetlerimizi inkar eden kâfirleri biz yarın ateşe atacağız. Derileri piştikçe azabı (hiç hafiflemeden) duysunlar diye, kendilerine başka deriler vereceğiz. Çünkü ALLAH Aziz ve her işi hikmetlidir.