5 Ocak 2014 Pazar

OTUZÜÇ YILDA SEKİZ MESELE (1)

TEFEKKÜR
Dursen Özalemdar

İHYÂ’Ü UL^ÜM’İD-DİN den

OTUZÜÇ  YILDA SEKİZ MESELE:

Bir ilim örgencisi, Şekik’i Belhi’nin öğrencilerinden Hatem el-Essam (r.h.a.) dan aktarılan davranışları sergileyen biri  olmalıdır. Rivayete göre Şekik, Belhi’ye sorar ;
-Kaç senedir beri benimlesin?
-Otuz üç seneden beri.
-Bu süre zarfında benden neler öğrendin?
-Sekiz mesele öğrendim.
-Vay başıma gelenler! Ömrüm seninle geçmiş, sen sadece sekiz mesele öğrenmişsin ha?
-Üstadım ben yalan söylemeyi sevmem, bunlardan başkasına öğrenmedim.
-Peki, öyle ise o sekiz meseleyi söyle de duyayım. Der.
Bunun üzerine Hatem sekiz meseleyi teker teker saymaya başlayarak şu açıklamaları yapar.

-BİRİNCİSİ, “Mahlûkata bakınca her birinin bir sevgilisi olduğunu, ama herkesin sevgisiyle birlikte yalnız mezara kadar gittiğini, mezara varınca kendisinden ayrıldığını gördüm. Bunun üzerine ben, SEVAPLARI sevgili edindim. Mezara girdiğimde sevgilim de benimle birlikte girer. “

-Aferin Hâtem! İkincisi nedir?
Âziz ve Celîl Allah Teâlâ’nın ; “ AMMA KİM RABBİNİN MAKAMINDAN KORKTU,NEFSİNİ HEVÂ ( VE HEVESİN) DEN ALIKOYDUYSA, İŞTE MUHAKKAK Kİ CENNET ONUN VARACAĞI YERİN TÂ KENDİSİDİR.” (Sure-i Nâziat 40-41) mealindeki ayeti üzerinde düşününce.. Allah Teâlâ’nın sözlerinin hak olduğunu anladım ve var gücümle nefisle mücadeleye ederek, Allah’a itâata,  istikrara kavuşmasını sağladım.

-ÜÇÜNCÜSÜ ?-Şu insanlara bakınca herkesin elindeki kıymetli şeyi koruduğunu gördüm. Sonra bir de Allah Teâlâ’nın ! “SİZİN YANINIZDAKİ TÜKENİR, ALLAH’IN KATINDAKİ İSE BAKİDİR…” (Sure-i Nahl,96) mealindeki ayetine baktım. Bunun üzerine kıymetli bir şeye sahip olduğumda, katında muhafaza edilmesi için onu Allah’a gönderdim.

-DÖRDÜNCÜSÜ  ?- İnsanlara bakında herkesin mala,soya-sopa önem verdiğini ama bunların boş şeyler olduğunu gördüm. Ardından Allah Teâlâ’nın; “ALLAH KATINDA EN ŞEREFLİNİZ TAKVACA İLERİ OLANINIZDIR.” (Sure’i Hucurat-13) mealindeki ayeti üzerinde düşününce, Allah katında şerefli olmak için takvaya sarıldım.

BEŞİNCİSİ –Yine bu insanlara bakınca birbirlerini çekiştirdiklerini, birbirlerine bela okuduklarını, bunların kaynağının haset olduğunu gördüm. Derken, Aziz ve Celil Allah’ın “DÜNYA HAYATINDA ONLARIN MAİŞETLERİNİ BİLE ARALARINDA (onlar değil) BİZ TAKSİM ETTİK…(Sure-i Zuhruf 32) âyeti üzerinde düşününce hasetçiliği bıraktım. Halktan uzaklaştım ve taksimin Allah Teâlâ tarafından yapıldığını anlayıp, insanlara düşmanlıktan vaz geçtim.  (Devamı var)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder