6 Mart 2013 Çarşamba

İNSANIN TEKAMÜLÜ

TEFEKKÜR
Dursen Özalemdar

İNSAN'ın TEKAMÜLÜ               


İnsanın tekâmülü, Akıl,his ve duygularının Allah (c.c.) ve Resulu Hz.Muhammed (s.a.v.) min emir ve öğretileri dairesinde gelişmesi ile orantılıdır. Zaman mefumu,  ilmi tekamüllerle gelişen insanın düşünce boyutları gerçeği bulmada, gizemli kapılar olmalıdır.
Var olanları, görülebilen fiziki varlıkları ile görüp, üzerlerinde tecelli eden kudreti görebilmenin, ilim, akıl ve sağlıklı düşünce ile doğrulara varacağı gerçeğidir.

Hayata bulunduğu noktadan geriye, bakarak "BEN NEREDEN GELDİM" sualini kendine sorabilen. "BURADA NE YAPMALIYIM" diyebilen ve "BURADAN NEREYE GİDECEĞİM" sorgulamasını yapabilme, Aklın ve ilmin gereğidir.

Hayatın olağanlığı içinde, İnsan ve canlıların, Doğdukları, küçüklükten olgunluga ve yaşlanmaya giden bir süreç içinde, ÖMÜR dedikleri bir hayatı yaşadıkları ve ÖLDÜKLERİ hakikatı karşısında ÇARESİZ olan insana, Ümitvar olunuz, Ölüm yok olmak için bir çukur değil, Vaad edilen EBEDİ ALEM'e geçiş için bir kapıdır, ışığını yakarak, Nurlu bir yola gidişi göstermektedir.

İlahi Kitabımızda ; "İleride ise iyilikte olanlar, Onlar ALLAH'a yakın olanlardır. Naim Cennetlerindedirler. Çoğu evvelkilerden, biraz da sonrakilerden. Mücevherlerle işlemeli tahtlar üstündedirler. Karşı karşıya kurulmuşlar, çevrelerinde daima aynı halde kalan genç hizmetçiler dolaşır. Cennet şerbeti ile doldurulmuş küpler,ibrikler ve kadehlerde. Ondan dolayı ne başları ağrır ne de akılları başlarından gider. Beğendikleri meyveler, istedikleri kuş eti, iri gözlü huriler, Saklı inci emsal gibi. Yaptıkları işlere mukafat olarak. Orada ne bir boş laf işitirler ne de günaha sokacak bir söz. İşittikleri sadece -Selam-Selam- SAĞCILAR ne mutlu. O defteri SAĞDAN alanlara. Dal bastı kirazlar. Salkım, salkım muzlar içinde uzanmış bir gölge. Çağlayan bir su.  Birçok meyveler, Ne eksilir, ne de yasaklanır. Yüksek döşekler. Biz onları yeniden inşa etmişizdir. Onları bakire yapmışızdır. Kocalarına AŞIK hep aynı yaşta, SAĞCILAR amel defterini sağdan alan için. Bir çoğu evvelkilerden bir çoğu da sonrakilerden. (VAKİA SURESİ 10-40 ayetler)

Dünyanın yükü altında ezilmiş, maddi unsurlarına rağmen, huzuru bulamamış, kayğı ve tedirginlikler içindeki hayatın, olumsuzluklarını, bir anda ters yüz edip, İnsan'a NAİM Cennetlerinin kapısını  açan, Gençlikten, kocamışlığa, Güzellikten, çirkinliğe, Güçlülükten, güçsüzlüge, Saglıktan hastalıklara, iktidardan, iktidarsızlığa MAHKUM olmuş o insan'a ne oluyor ki RABBİ'nin bunca nimetlerini isteyemiyor ?

Zamanın tantanasına kapılarak, Evlerden sokaklara taşan İnsan görüntüleri, Ne yaptığını bilmez bir halde, Özenti ve ille, de başkaları gibi olma yanlışlığı içinde, kendi benliğinden, inandım dediği değerlerinden yoksun bir şekilde görüntüler sergilemesi Eyvahlar, Yazıklar feryatlarının yankılarını duyanlar için, kötü bir hali haber veren SİREN sesleri gibi, dalga dalga kulakları tırmalıyor.
ve "Vel'asr, innelinsâne lefi husr,ilellezine âmenu ve'amilüs sâlihati vetevâsav bil hakkı ve tevâsav bis sabr" Asr'a yemin olsun ki, İnsan, mutlak bir hüsrandadır. Ancak İman edip yararlı işler yapanlar, birbirlerine hep hakkı vasiyetleşen ve sabrı tavsiye eden kimseler başka "(Kur'an-ı Kerim-Asr suresi 1-2-3)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder