18 Şubat 2013 Pazartesi

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN'ın MEKTUBU

TEFEKKÜR Dursen Özalemdar KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN’ın MEKTUBU Kanuni sultan Süleyman’ın 1526 yılında, gençlik çağında kazanmış olduğu Mohaç Meydan Muharebesinde, Macar ordusunu arkadan çevirerek onu tamamen imha eden, Semendire Sancak Beyi Gazi Bâli Bey, Mohaç zaferinden yıllar sonra, kendisinde mevcut olan ve Sancak Beylerinin alâmeti bulunan iki tuğ’un üçe çıkarılmasını rica ederek, padişahtan bir tuğ daha istemiştir. Bu istek bir terfi ve ileri derecede rütbe isteğidir. Kanuni, Gazi Bâli bey’e verdiği cevap aradan 482 yıl geçmiş olmasına rağmen, günümüz idarecilerine yön gösterecek, nasihatleri içermektedir. “Yari ğarım ve muhterem lalam, Gazi Bâli Bey! Berhudar olasın, yüzün ak olsun. Bizden bir tuğ dahi arzu eylemişsin. Henüz bir tuğ zamanı değildir. Sana Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) in fetih tuğunu verdik. Bu ihsan üzerine iyilik olmaz. Bunun şükrünü bilip, yerine getiresin. Bilesin ki bey olmak iki kefeli terazidir. BİR KEFESİ CENNET, bir kefesi CEHENNEM’dir. Bir an adaletle hükmetmek, yetmiş yıllık ibadetten efdaldir. Ahireti hatırdan çıkarmayasın, Serasker olduğun yerlerde ve hükmünün geçtiği mahallerde kimseye zülüm ve düşmanlık etmekten şiddetle sakınasın. Ahrette bize itâb olunursa, senin yakana yapışırım. (Ol vilâyetleri kılıcımla fetheyledim) demiyesin. Memleket Allahü teâlâ hazretlerinindir. Sakınıp nefsine gurur getirmeyesin. Feth olunan kalelerin mal ve erzakını hep Beytü’l mal için almışsın. Buna rizâ-i hümayunum yoktur. Beşte birini alıp, geri kalanının İslâm askerine dağıtasın. İslâm askerlerinin ihtiyarlarını baba. Orta yaşlılarını kardeş ve gençlerini oğul bilesin. Babalara hürmet edesin. Oğullara şefkat gösteresin. İslâm askerine hiçbir vechile zorluk çektirmeyesin. Nimeti bol veresin. Eğer hazinen tükenirse, buraya bildiresin ki, sana bir iki bin kese göndermekten aczim yoktur. Halkın fakirlerini büyük vazifelerle rencide ettirmekten şiddetle kaçınasın ki, bizim halkımızı rahat görüp, küffar halkı imrensinler. Meyl ve muhabbetleri bizim tarafa olsun. Bir kimseyi hizmetinde kullandığım zaman da, sakın evvelki haline itimat etmeyesin, Çok kimseler vardır, elinde fırsat olmadığı zamanda zahitlik ve iyilik yüzü gösterip, eline fırsat geçtiği zaman, Firavun ve Nemrud olur. Ol kimseleri tecrübe edip göresin. Eğer evvelki hali son haline uygunsa hizmetinde kullanasın, Doğruluktan asla ayrılmayasın. İmdi, ey Gâzi Bâli Bey ! Sana dahi nasihatim odur ki; atın yüğrüğünü, kılıcın keskinini ve bey’in bahadırını saklayasın. Allahü Teâlâ Hazretleri, yolunu açık ve kılıcını keskin eyleye ve seni Küffâr-ı Hâksar üzerine mansur ve muzaffer eyleye…” 1495 yılında doğup 1566 yılında vefat eden, 46 yıl Hükümdarlık eden KANUNİ SULEYMAN HAN, 10. Osmanlı Sultanı ve 25. İSLAM HALİFESİ idi. Zaferden zaferlere koşan, İslam alimleri heyeti ile birlikte çıkarttığı kanunlar ile, Dünya devletlerince kabul edilen Kanuni, Şeriata uygun çıkarttırdığı Kanunnameler ile dünya Hukuk litaratüründe, ADALETİYLE ün yapmış bir SULTANDIR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder