11 Şubat 2013 Pazartesi

TAHKİKİ İMAN -2-




TEFEKKÜR

Dursen Özalemdar

TAHKİKİ İMAN -2-

Birinci yazımda İlmihal bilgileri olarak verilen, İMAN konusunun diğer bir boyutu da TAHKİKİ İMAN konusudur. Tahkiki İman, diğer varlıklardan farklı akılla donatılmış olan İnsan’ın, GÖRDÜKLERİ-DUYDUKLARI-beş duyu ile BİLME olayına ek, günümüzdeki İletişim yolu öğrenmenin çağları aşan görüntüsüdür.

Makro ve Mikro boyutlardaki insan ın ulaştığı çağımız teknolojisi, hayallerin ötesinde ulaşmıştır . Akıl sahibi olan, İnsan aldığı bilgilerle kabiliyetlerini kullanabilme kapılarını açar. Vucut binamızda GÖZ bir pencere gibidir. Nasıl’ki İnsan olarak bir bina veya mekanın camından dış mekanları izleyebiliyorsak, vucut un içindeki CANLILIGIMIZIN sebebi RUH,  göz penceresinden, Akıl kütüphanesindeki bilgileri harman ederek olayları yorumlar.

Görme Kapısı’ndan, Allah (C.C.) VE Resulünün (S.A.V.) nin öğretileri doğrultusundaki, akıl kütüphanesinden yola çıktığımızda, kendimize en yakın olan , kendimizi görürüz. Ellerimize, kollarımıza bakarak, harika bir yaratılış ta olduğumuzu idrak ederiz. Bir elimizin on dört boğumlu ve tırnaklı yaratılması, el hareketlerimizin harika bir MEKANIK TASARIM’ LA yaratıldığımızı görürüz. Kemik yapımızın harikalığı, İskeletimizin dizaynı, Kas-Et-Damar ve Sinir sistemleri ile donatılması, bunlar üzerindeki deri ve tüylerin yer alması, Harikalıklar içinde Harika bir yaratılışı gösterir.

 Baş kısmımızın YEDİ MİLYAR insana rağmen, baş üzerindeki herkesi birbirinden ayıran farklılıkların YÜCE BİR SANATIN ve YÜCE BİR TASARRUFUN açık delili olarak görüldüğüdür.
Gözlerimiz, Kulaklarımız, Burun ve Ağzımız, Kaşlarımız, Kirpiklerimiz, Göz kapaklarımız, Saçlarımızın harikalığının, yaşayan yedi milyar insan ve on bin yıldır gelmiş, geçmiş trilyonları aşkın Adem  A.S. nesli ile görülürken.

 Deniz ve Kara Hayvanları’nın ve tabiat varlıklarının, Bitkilerin, ağaçların binlerce cinslerine rağmen, birbirine benzerlikleri içinde. Atomik yapı farklılıklarında, sadece insandaki değişiklik tecellisi, İnsan’ın EŞREF’ül MAHLUKAT olması ile izah edilebilmektedir.
 Denizlerdeki üç yüz bin çeşit, Karalar daki yüz bin çeşit mahlukatın, sayısal olarak İnsan’dan kat be kat çok olması, bütün bu zenginliğin, İnsan’a hizmet, Tekamül ve tasarruf için yaratılmasındaki hikmetin içinde görülmelidir.

Hava’nın, Suyun, Işığın ve Toprağın şekillenerek Allah’ın hikmet ve sanatı olarak oluşan varlıkların,  İnsan üzerinden CENNET’e gidebilme isteğini bize bildirmekte ve göstermektedir.

Dört elementin, Yüz binlerce çeşit yaratılışa temel oluşturması, İLAHI SANATIN akıl almaz, güç ve KUDRETİNİ göstermektedir.

Göz penceremiz, gerçek manada, gerçekleri görebilme bilgileri ile birleşebilirse, gerçeği bulmada zorluk çekilmez. Gerçek ise, YARATILMIŞLARDAN- YARATAN’ a gidebilme aklıselimidir. (devamı var)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder