28 Temmuz 2013 Pazar

MISIR DARBESİNİN ARKASINDAN KİMLER ÇIKTI . . .



TEFEKKÜR
Dursen Özalemdar

MISIR GERÇEĞİ !
DARBENİN ARKASINDA’n kimler çıktı. . .


Dünya’ya kendini demokrasi havarisi gibi gösteren ABD, Mısırdaki darbenin arkasından çıkarken, Müslüman ülkeler olarak görülen, Suudi Arabistan-Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt’te darbecilerden (katillerden) yana tavır alarak Darbecilere l2 Milyar dolar yardım kararı aldı.  
Mısır'daki darbede cuntacılara ABD'nin nasıl yardım ettiğinin izleri belli oluyor. İşte talimatları veren ABD'li kadın:    
ABD ve AB artık kadın kartına oynuyor.sırıtan yüz arkasındaki hinayeti böyle saklıyor.




Mısır'da darbe yapan ordu, ABD'nin Kahire Büyükelçisi Anne W. Patterson'a danışmadan adım atmadığı ileri sürüldü. Darbeden 1 hafta önce Genelkurmay Başkanı Sisi'nin Cumhurbaşkanı Mursi'ye verdiği ültimatomda Patterson tarafından ifşa edildi.
Tarih tekrarlanıyor, Firavunlardan bu güne sahnelenen vahşet. . .
Mısır'da yapılan 3 Haziran tarihindeki darbeden sonra ülkenin gerçek sahibinin cuntacı generaller değil ABD'nin Kahire Büyükelçisi Anne W. Patterson olduğu ileri sürülüyor. Ortadoğu medyasında yer alan haberlerde siyasi bütün kararların ABD'li elçi Patterson'ın süzgecinden geçtiği kaydediliyor.



Haberden çok analiz ve yorumlara dayanan iddialarda darbeyi gerçekleştiren Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es-Sisi'nin attığı her adımdan önce ABD'li elçinin tavrını gözettiği vurgulanıyor. Nitekim 30 Haziran gösterilerinden bir hafta önce de Sisi'nin Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye gelerek ültimatom
verdiği ve çekilmesini istediği ortaya çıkmıştı. Sisi'nin Mursi ile 23 Haziran'da görüştüğü bildirilirken, Müslüman Kardeşler'den bir yetkili ise, ordunun girişimini bir hafta evvel Batılı büyükelçilerden öğrendiklerini belirterek ABD'nin Kahire Büyükelçisi Anne Patterson'un bu elçilerin arasında olduğunu söylemişti. Patterson, cuntanın Muhammed Mursi'ye yönelik müdahaleyi ilk öğrenen isimlerden biriydi.

Şimdi, bu gerçekler doğrultusunda, Başta ABD olmak üzere, Batılılara itimat etmek ve inanmak ne derece akıl kârıdır. Darbeden yana olan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt’in Demokrasi dışı, Krallık yönetimleri, Batı ile ortak Petrol yatakları ve kuyuları, batı bankalarındaki Trilyonluk dolarları ve kasalarındaki altınları ile dolu iken, böyle bir menfaat birliği içinde, Ne Müslümanlığın ne de Allah’ın emirlerinin dinlenmediği gerçeğini ortaya koymaktadır.
 Afrika da ve Yemen, Filistin,Biadmarda,Afganistan’da -  sefalet içindeki Müslümanlara rağmen, Altınlarla donatılmış saraylarda zevk’ü sefa içinde, İSRAF içinde bir yaşam sürdüren bu Kral ve Kabile reislerinin iştiraklerinin,İslâm’i olmadığı gerçeğine rağmen, Cumhur’un reyine ve kararını kabul etmemeleri, Diktadan yana olmaları,Allah’ın Müslümanların bir ve beraber olma emrine rağmen, Harem’i Şerif’e girmesi yasaklanmış kişilerle iştirak halinde olmalarını, İnançlarının neresine koyabilmektedirler.  PARA ‘yı kendilerine İLAH edinen bu  insanlar ın ALLAH’a verecekleri hesapların, Nemrut ve Firavun ve bu asrın benzerleri KARUN'dan da ağır olacağı hakikati de ortadadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder