TEFEKKÜR
Dursen
Özalemdar
GÖKTE
AÇILAN KAPILAR
Dürrül
Mensur’da zikredildiğine göre, Kasım ibni Osman Cûi (r.a.) şöyle buyurdu. Bir
kere Beytullah’ın etrafında tavaf ederken, “Ey Allahım, Bütün muhtaçların
istediğini verdin de benim hacetimi hâlâ görmedin.” Sözüden başka bir şey
söylemeyen bir adama rastladım.
Ona”
Niçin bu sözden başka bir şey söylemiyorsun” diye sorduğumda.
O,”Bunu
sana anlatayım” dedi ve şöyle devam etti. “Biz değişik memleketlerden toplanmış
yedi arkadaştık, düşman topraklarına gazaya çıktık ve hepimiz birden esir
düştük. Bizi boyunlarımızı vurmak için bir kenara ayırmışlardı ki, o sırada
göklere baktığımda, bir de ne göreyim yedi kapı açılmış, her kapıda hurilerden
bir cariye duruyor. İçimizden her biri öne çıkarılıp boynu vurulduğunda elinde
mendil bulunan bir cariyenin yer yüzüne inip onu karşıladığını gördüm.
Tâki
altı arkadaşımın boyunları vuruldu, sıra bana geldi, gökte de açık bir kapı ile
bir cariye kaldı. Ben boynumun vurulması için öne çıkarıldığımda kâfir
kumandanının yakınlarından biri, ondan beni kendisine bağışlamasını istedi. O
da beni ona bağışlayarak öldürtmedi.
İşte
zaman ben, semada beni bekleyen
cariyenin”Ey Mahrum ! neyi kaçırdığını biliyor musun?” dediğini duydum ve o
arada gökteki kapı da kapanmıştı. İşte ey kardeşim ben kaçırdığım bu faziletten
dolayı çok üzgünüm.
Kasım
İbni Osman(r.a.) buyurmuştur ki. Ben bu kişiyi, o yedi kişinin en EFDALİ
görüyorum, zira o onların göremediklerini görmüş ve büyük bir şevkle amele
devam etsin diye bırakılmıştır.
Ruhul
Beyan tefsirinde, zikredildiğine göre, kıyamet günü olduğunda, Allah’ü Tealâ
meleklerine”Kullarımın en hayırlılarını bana davet edin buyurduklarında.
Allah’ü
Tealâ, “Kanlarını mallarını ve canlarını benim yolumda cömertçe feda eden
şehitlerdir.” Diye cevap verir. Böylece şehitler kılıçları boyunlarında
oldukları halde Rabbul İzzet’in huzuruna varıp, Cennetteki meskenlerine
girerler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder