14 Mayıs 2015 Perşembe

GÖKTE AÇILAN KAPILAR

TEFEKKÜR
Dursen Özalemdar

GÖKTE AÇILAN KAPILAR

Dürrül Mensur’da zikredildiğine göre, Kasım ibni Osman Cûi (r.a.) şöyle buyurdu. Bir kere Beytullah’ın etrafında tavaf ederken, “Ey Allahım, Bütün muhtaçların istediğini verdin de benim hacetimi hâlâ görmedin.” Sözüden başka bir şey söylemeyen bir adama rastladım.

Ona” Niçin bu sözden başka bir şey söylemiyorsun” diye sorduğumda.
O,”Bunu sana anlatayım” dedi ve şöyle devam etti. “Biz değişik memleketlerden toplanmış yedi arkadaştık, düşman topraklarına gazaya çıktık ve hepimiz birden esir düştük. Bizi boyunlarımızı vurmak için bir kenara ayırmışlardı ki, o sırada göklere baktığımda, bir de ne göreyim yedi kapı açılmış, her kapıda hurilerden bir cariye duruyor. İçimizden her biri öne çıkarılıp boynu vurulduğunda elinde mendil bulunan bir cariyenin yer yüzüne inip onu karşıladığını gördüm.

Tâki altı arkadaşımın boyunları vuruldu, sıra bana geldi, gökte de açık bir kapı ile bir cariye kaldı. Ben boynumun vurulması için öne çıkarıldığımda kâfir kumandanının yakınlarından biri, ondan beni kendisine bağışlamasını istedi. O da beni ona bağışlayarak öldürtmedi.

İşte zaman ben, semada beni  bekleyen cariyenin”Ey Mahrum ! neyi kaçırdığını biliyor musun?” dediğini duydum ve o arada gökteki kapı da kapanmıştı. İşte ey kardeşim ben kaçırdığım bu faziletten dolayı çok üzgünüm.

Kasım İbni Osman(r.a.) buyurmuştur ki. Ben bu kişiyi, o yedi kişinin en EFDALİ görüyorum, zira o onların göremediklerini görmüş ve büyük bir şevkle amele devam etsin diye bırakılmıştır.

Ruhul Beyan tefsirinde, zikredildiğine göre, kıyamet günü olduğunda, Allah’ü Tealâ meleklerine”Kullarımın en hayırlılarını bana davet edin buyurduklarında.


Allah’ü Tealâ, “Kanlarını mallarını ve canlarını benim yolumda cömertçe feda eden şehitlerdir.” Diye cevap verir. Böylece şehitler kılıçları boyunlarında oldukları halde Rabbul İzzet’in huzuruna varıp, Cennetteki meskenlerine girerler. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder