20 Kasım 2013 Çarşamba

ABDÜLHAMİD ve JÖN TÜRKLER

 TEFEKKÜR
Dursen Özalemdar

ABDÜLHAMİD ve JÖN TÜRKLER

Osmanlının yıkılışında rol alan kendilerine JÖN TÜRKLER ve GENÇ OSMANLILAR adını takan insanların yaptıklarını, bu gün tarih masasına yatırdığımızda daha iyi anlıyor ve yorumlayabiliyoruz. Bu insanların birçoğu yurt dışında ECNEBİ diyarlarında bulunmuş, dünya ahvalini dışarıdan temaşa etmiş olmalarına rağmen, YIKILIŞA var güçleriyle çalışmalarını devrin HÜKÜMDARI ABDÜLHAMİT HAN’ın tespitlerinden dinleyelim.


“Garip bir tecelliye bakınız ki, Genç Osmanlıları da Jön Türkleri’de, Osmanlı İmparatorluğunu PARÇALAMAK isteyen büyük devletlerin hepsi ARKALIYORDU.Bu devletlerin gözünde ümit bu gençlerdeydi.Bunların dediği yapılırsa Osmanlı İmparatorluğu kurtulacak, dediklerine kulak asılmazsa batacaktı. İki kere istemeyerekte olsa dediklerini yaptık ve işte battık. Bari son kalan bir avuç vatan toprağında yaşayanların gözleri açıldı mı ? İnşallah.

Evladım sayılan bu vatan çocukları, benim bir sarayın dört duvarı arasında gördüğüm hakikati, koskoca yeryüzünü gezip tozdukları halde nasıl görmediler. Nasıl göremediler de ecdat kanı ile sulanmış koskoca bir ülkeyi kendi elleri ile batırdılar.

Suçlamaya dilim varmıyor. Fakat görüyorlardı ki İngilizler, Fransızlar, Ruslar, hatta Almanlar ve Avusturyalılar yani bütün büyük Avrupa devletleri, menfaatlerini Osmanlı mülkünün parçalanmasında bulmuşlardır. Görülüyor ki bu devletler birbirleriyle dalaşıyorlar, ama Osmanlı ları bölüşmekte anlaşıyorlardı. Anlaşamadıkları kimin daha büyük parçayı yutacağı idi. Öyle olduğu halde, bu düşüncede olan devletlerin kendi lerini arkalamalarından da mı bir mana çıkaramıyorlardı.

Söyledim, yine söyleyeceğim. Anlattım, yine anlatacağım. düşünmüyorlarmıydı ki, Osmanlı ülkesi bir çok milletlerin bir araya gelmesinden meydana gelmiştir. Böyle bir ülkede meşrutiyet, ülkenin unsur-u aslisi için ölümdür. İngiliz Parlamentosunda bir Hintli ,Afrikalı, Mısırlı ; Fransız Parlamentosunda bir Cezayirli meb’us varmıydı ki, Osmanlı Parlamentosunda Rum,Ermeni,Bulgar,Sırp ve Arap meb’usu bulunmasını istemeye kalkıyorlar.

Hayır, bunca okumuş, düşünmüş kendisini davasına vermiş vatan evlatlarının cibilliyetsiz çıkacağını kabul edemem. Sadece aldandılar derim. Aldandılar ama cezalarını kendilerinden çok aldanmayan milyonlarca masum vatan evladı çekti. Hem öldüler, hem de vatandan oldular.

Kendilerine Jön Türkler denilen kimseler aslında üç beş kişidir. Bunlar yıllarca Avrupa da benim aleyhimde çalışmışlar. benim aleyhimde çalışmanın vatanın da aleyhinde çalışmak demek olduğunu düşünmeden, yazmışlar, çizmişler, söylemişlerdir. Çıkardıkları gazeteleri gizlice memlekete sokmanın yolunu büyük devletlere arkalarını dayayarak buluyorlar. Yabancı posta hanelerden yabancı uyruklu kimseler aracılığı ile çekip şuna buna dağıtıyorlar. . . Fakat ben buna rağmen, kendileriyle ilgilendim. Yabancı memleketlerde parasızlık yüzünden bazı şeylere katlanmamaları için, gazetelerini satın almak bahanesiyle büyük yardımlarda bulundum. Bazı kimselerin memleketten para göndermelerine göz yumdum. Tek yabancıların maşası olmasınlar, muhalefetleri yanlış da olsa namuslu kalsın diye. . .

Ahmed Celâleddin Paşa’nın Mısır’da Ali Kemal Bey’den aldığı mektubu görmüştüm. Bu mektup her halde Yıldız evrakı arasında saklıdır. Bu mektupta Dr.Abdullah Cevdet, Dr.İshak Sukuti. Dr.Bahaddin Şakir. Dr.Nazım. Dr.İbrahim Temo’nun Fransız ve İtalyan localarına bağlı olduklarını ve bu locaların yardımıyla yaşadıklarını, hatta memleketteki ailelerine dahi bu localar eliyle para gönderildiğini yazıyor ve bunların vesikalarını gösteriyordu.

Avrupa’da, Mısır’da çeşitli namlar altında çıkan gazeteler ve buralarda gezinen gizli cemiyetin adamları, daha önce de söylediğim gibi. Memlekete ciddi bir zarar veremediler. Fakat MASON locaları, bütün takiplerimize rağmen,”İttihad ve Terakki”ye bağlı subayları harekete geçirince, bu avare insanlar birer bayrak haline geldiler. İşte Jön Türkler ve İttihad Terakki cemiyetinin hikayesi de budur.

“Abdülhamid’in hatıra defteri Sh.60”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder